Yemekten sonra tatlı isteği nasıl engellenir - Eskişehir Öteki Eskişehir Haber

Eskişehir Sağlık

Yemekten sonra tatlı isteği nasıl engellenir

Yemekten sonra tatlı isteği nasıl engellenir
Yayınlama: 7 Aralık 2025 Pazar - 366
A+
A-

Yemekten sonra ortaya çıkan tatlı isteği genellikle kan şekeri dalgalanmaları, beslenme içeriği ve beynin ödül merkezi aktivasyonu ile ilişkilidir. Bu dürtüyü engellemek için diyet ve davranışsal stratejileri bir arada uygulamak gerekir.

Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren'in açıklamalarına göre, bu isteği azaltmaya yardımcı olacak temel adımlar aşağıdadır.

Tatlı İsteğinin Biyolojik Nedenleri

Yemekten hemen sonra tatlı istemek, genellikle bir hastalık belirtisi değil, vücudun kan şekerini düzenlerken verdiği doğal bir tepkidir.

  • Kan Şekeri Hızının Etkisi: Öğün sonrası insülin artışıyla birlikte kan şekeri düşüşe geçer. Bu hafif düşüşün hızı, beyne tatlı tüketimiyle hızlı enerji sağlama mesajı verebilir. Sorun kan şekeri değeri değil, düşüşün hızıdır.

  • Basit Karbonhidratlar: Kan şekerini hızlı yükselten yoğun karbonhidratlı bir öğünün ardından beyne "enerjiye ihtiyacım var" sinyali daha belirgin şekilde gönderilir. Araştırmalar, basit karbonhidrat ağırlıklı beslenen bireylerde bu isteğin daha belirgin olduğunu göstermektedir.

  • Ödül Mekanizması: Yemek sonrası dopamin yanıtının azaldığı bireylerde tatlı isteği belirginleşebilir.

Tatlı İsteğini Engelleyecek Beslenme Stratejileri

Tatlı krizlerini yönetebilmek için glisemik yanıtı (kan şekerinin yükselme hızını) düzenleyen dengeli bir beslenme modeli uygulanmalıdır:

  • Lif Tüketimini Artırma: Liften zengin öğünler, kan şekerinin dengeli kalmasına yardımcı olur. İşlenmiş gıdaları azaltmak da lif tüketimini artırmayı destekler.

  • Düşük Glisemik İndeksli Karbonhidratlar: Kan şekerini bir anda fırlatmayan (düşük glisemik indeksli) karbonhidratları tercih edin.

  • Protein ve Sağlıklı Yağlar: Öğünlerde yeterli protein ve sağlıklı yağ tüketimi, sindirimi yavaşlatarak glisemik yanıtı düzenler ve ani kan şekeri düşüşünü önler.

  • Sıvı Alımı: Yeterli sıvı (su) alımını alışkanlık hâline getirmek, tatlı krizlerini azaltmaya yardımcı olur.

  • Serbest Şeker Sınırı: Dünya Sağlık Örgütü, günlük serbest şeker tüketiminin toplam kalorinin yüzde 5’ini aşmamasını önermektedir.

Davranışsal ve Psikolojik Önlemler

Tatlı isteği biyolojik olduğu kadar davranışsal ve psikolojik tepkilerle de ilişkilidir.

  • Stres Yönetimi: Stres anında yükselen kortizol hormonunun karbonhidrat yönelimini artırdığı ortaya konmuştur. Stres, kaygı ve yorgunluk gibi durumların yönetimi tatlı isteğini azaltmada kritik öneme sahiptir.

  • Uyku Düzeni: Düzenli uyku, vücudun hormon dengesini koruyarak tatlı isteğini azaltan önemli bir faktördür.

  • Fiziksel Aktivite: Yemekten sonra yapılan kısa yürüyüşler gibi aktiviteler tatlı isteği üzerinde olumlu etki yaratır.

  • Duygusal Yeme Farkındalığı: Duygusal yeme davranışı olan kişilerde tatlı isteği daha yoğun görülür. Bu kişilerde tatlı, bir ödül mekanizması olarak çalışabilir. Bu davranışsal tepkinin farkında olmak, isteği yönetmeye yardımcı olur.

  • Alternatifler ve Porsiyon Kontrolü: Tatlı isteği geldiğinde sağlıklı alternatiflere yönelmek ve porsiyon kontrolü uygulamak etkili davranışsal tekniklerdir.

Tatlı krizini önlemede başarılı olmak için beslenme, uyku, stres yönetimi ve davranışsal tekniklerin bir arada ele alınması gerekir.



Gönderen: haber



Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar
Copyright © 2025